| YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 1:58 pm | |
| ADI BAHTİYAR
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Sigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dağ gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken
Diyarbakırlıymış adı bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar
Geçiyor önümden gülyüzlü bahtiyar
Yaralıyım yerde kalan sazı kadar
Beni tez saldılar o kaldı içerde
Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde
Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler
Gazete çıktı üç satır yazıyla
Uzamış sakalı çatlamış sazıyla
Birileri ona ölmedin diyordu
Ölüm bir yanında hüzünle gülüyordu | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 1:59 pm | |
| ASİ BİR KÜHEYLAN
Aşiret çocuğuyam adım Küheylan
Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam
Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam
Onursuz yaşanmaz demişem
Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere
Yavri yavri
Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne
Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam
Asi bir Küheylanam
Anam rüzgar, babam gurbet
Bin yıldır bu koğuştayam
Diz çöktürmez beni hasret
Seni sevmişem
Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi
Seni sevmişem
Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi
Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem buraya
Yavri yavri
Ölürsem iradi ölürem
Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi
Asi bir Küheylanam
Gözlerini benden ayırma
Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama
Bana ne getirmişen Cico
Karda çürümüş sümbül soğanlarımı
Yoksa tozkaldıran taylarımı
Dargeçitlerdemi kanatmışan
O göçebe sevdamızın yamacına
Şimdi kimler konmada söyle
Yavri yavri
Söyle kınalı kuzun nerde
Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan
Asi bir Küheylanam
Mahmut vurma döşüme
Delerem bu duvarları delerem
Jandarma kavuşmaz peşime
Benki dipsiz uçurum boylarında
Paramparça olmuş ölmemişem
Benki huysuz nehir yataklarında
Yaralarımı çamurla sıvamışam
Nasıl sığaram düşündünmü
Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi
Yavri yavri
Dağları çıldırtan öykümü
Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam
Asi bir Küheylanam
El süremezler yeleme
Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime
Hüznün duvarlarında
Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen Yavri
Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar
Bu gevur ölüsü akşamlarda
Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın
Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımları.Donansın
Yavri yavri
Şapkam namusumdur
Koma buralarda koma
Tespihim dağılmasın
Asi bir Küheylanam
Kesmez beni bu acılar
Beni vursada bu puştlar
Ancak sırtımdan vururlar | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 1:59 pm | |
| ALIR DAĞLAR
Baba bugün üşüyorum
Karda kaldım üşüyorum
Anama deyin sıcak bir çorba koysun
Üstümü ört baba üşüyorum
Behey babam dalmış babam
Sigarayı sarmış babam
Şapkasına hicran dökmüş
Kibrit gibi yanmıs babam
Baba bugün alır dağlar
Bu dert beni alır dağlar
Şehirlere sığmaz oldum
Fazla sürmez alır dağlar
Baba bugün ağlıyorum
Darda kaldım ağlıyorum
Duaların üzerimden eksik etme
İçim yandı ağlıyorum | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:00 pm | |
| AYRILIK HEDİYESİ
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun
soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!
şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...
şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...
kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:00 pm | |
| BEN BİR KADINIM
Kavrulur şu kanlı gözlerimde günler
Akşamdan bir sancıyla
Koklanmış bir gül gibi hayallerim ayak altında
Yol vermez yol vermez ağlamaya gururum
Yılların aynasında
Horlanmış vücudumda memelerim derin acıda
Ben bir kadınım ben bir insan
Taşırım karnımda paramparça can
Bir yanımda cevahir, bir yanımda kan
Bir yanım şiir destan, bir yanım kirli fistan
Bir yanım güller açmış, bir yanım viran
Savrulur şu tozlu saçlarımda rüzgar
Çıldırtan bir hışımla
Saklanmış bir sır gibi, şiirleri ateş hattında
Dayanmaz dayanmaz bu baskıya yürürüm
Sabrımın bir anında
Elimin hamuruyla çeker giderim
Canım burnumda
Ben bir kadınım ben bir insan
Taşırım karnımda paramparça can
Bir yanımda cevahir, bir yanımda kan
Bir yanım şiir destan, bir yanım kirli fistan
Bir yanım güller açmış, bir yanım viran | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:01 pm | |
| BEYAZ SEVDA
Sen mapusta solan gülsün her yanın duvar
Sen ağlama kan olur bana o yaşlar
Sen hayatın küskünüsün acının suskunu
Sen yayalada bir baharsın, tarlada rüzgar
İçimde sana dair bembeyaz bir sevda var
Sen torosta yağan karsın tarlada rüzgar
Sakın esme toz olur kapanır yollar
Sen eylemin yangınısın hayatın cılgını
Tenimde sana dair ürpertiler var
Sen munzurda akan çaysın yaylada bahar
Sen gülünce gül açar yine o dağlar
Sen sevincin dudağısın sevdanın sapağı
Sazımda sana dair esintiler var | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:02 pm | |
| BİR VEDA HAVASI
Vakit tamam, seni terk ediyorum.
Bütün alışkanlıklardan öteye...
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.
Doymadım inan, kanmadım sevgine.
Korkulu geceleri sayar gibi,
Birden bire bir yıldız kayar gibi,
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sa bitti, gül se hiç dermedik
Bul kendini kuytularda hadi dal
Sen bir suydun, sen bir ilaçtın.
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklık
İncinen bir hayatın yarasıdır
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım
Vur kendini korkularda hadi al
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:02 pm | |
| BİZ ÜÇ KİŞİYDİK
Biz üç kişiydik;
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek...
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara,
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek...
El tetikte kulak kirişte
Ve sırtımız toprağa emanet...
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi,
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık.
Deniz çok uzaktaydı
Ve dokunuyordu yalnızlık.
Gece uçurum boylarında,
Uzak çakal sesleri
Yüzümüze, ekmeğimize,
Türkümüze çarpar geçerdi.
Göğsüne kekik süredi Nazlıcan,
Tüterdi buram buram.
Gizlice ona bakardık,
Yüreğimiz göçerdi...
Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı,
Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi...
Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı,
Nazlıcan saçları fırtınayla taralı,
Sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine,
Oy Nazlıcan oy can evinden yaralı...
Nazlıcan serin yayla çiçeği
Nazlıcan deli dolu heyecan
Göğsümde bir sevda kelebeği
Nazlıcan ah Nazlıcan...
Artık yenilmiş ordular kadar
Eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça,
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda...
Bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular...
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları,
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca,
Titredi ve iki yana düştü kolları....
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi...
Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı...
Ey Bedirhan; Katran gecelerin heyulası,
Ey Bedirhan; Kancık pusuların belası
Sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana,
Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası...
Bedirhan mor dağların kaçağı
Bedirhan mavi gözleri şahan
Zulamda suskun gece bıçağı
Bedirhan ah Bedirhan...
Biz üç kişiydik
Üç intihar çiçeği
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Suphi... | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:02 pm | |
| BÜYÜK ACILAR
yüzümden firar etti gözlerim
şimdi bir denize bakıyorlar
dört duvar arasında kalmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
kafamı çarptığım ranzanın demiri
ciğerlerimi emen soğuk duvar
saçımdaki karları çoğaltmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
görüş günüm olmadı henüz
daha yeni başlıyor büyük acılar
ve daha epey ağrıyacakmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
seni görmeyeceğim artık
zaten tamamlanmıştı anılar
ihtimal sabah alınırmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
gözlerime iyi bakarsın umarım
günde milyonlarca kez seni ararlar
diğer tüm hisleri bırakmamışım
yanımdakiler öyle diyorlar
yanımdakiler öyle diyorlar | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:03 pm | |
| DAĞLARDA KAR OLSAYDIM
Şu dağlarda kar olsaydım
Bir asi rüzgar olsaydım
Arar bulur muydun beni
Sahipsiz mezar olsaydım
Şu yangında har olsaydım
Ağlatıp bizar olsaydım
Belki yaslanırdın bana
Mahpusta duvar olsaydım
Şu bozkırda han olsaydım
Yıkık perişan olsaydım
Yine severmiydin beni
Simsiyah duman olsaydım
Şu yarada kan olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:04 pm | |
| DİYARBAKIR TÜRKÜSÜ
Diyarbakır ortasinda vurulmuş uzaırım
Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım
Bu dağlarda gençliğim cayı cayır yanarken
Ay vurur gözyaşına ben gecede kalırım
Üzülme sen, üzülme başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır
Yüreğini dağlama, kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner birgün, ağlama Diyarbakır
Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım
Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım
Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında ateşler, alnında kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:04 pm | |
| GİDERİM
Artık seninle duramam
Bu akşam çıkar giderim
Hesabım kalsın mahşere
Elimi yıkar giderim
Sen zahmet etme yerinden
Gürültü yapmam derinden
Parmaklarım üzerinden
Su gibi akar giderim
Artık sürersin bir sefa
Ne cismin kaldı ne cefa
Şikayet etmem bu defa
Dişimi sıkar giderim
Bozar mi sandın acılar
Belaya atlar giderim
Kurşun gibi mavzer gibi
Dağ gibi patlar giderim
Kaybetsem bile herşeyi
Bu aşkı yırtar giderim
Sinsice olmaz gidişim
Kapıyı çarpar giderim
Sana yazdığım şarkıyı
Sazımdan söker giderim
Ben ağlayamam bilirsin
Yüzümü döker giderim
Köpeklerimden kuşumdan
Yavrumdan cayar giderim
Senden aldığım ne varsa
Yerine koyar giderim
Ezdirmem sana kendimi
Gövdemi yakar giderim
Beddua etmem üzülme
Kafama sıkar giderim | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:05 pm | |
| HANİ BENİM GENÇLİĞİM NERDE..
Hani benim gençliğim nerde
Bilyelerim topacım
Kiraz ağacı altında yırtılan gömleğim
Çaldılar çocukluğumu habersiz.
Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tellere takıldı
Hani benim geçnliğim nerde.
Ne varsa bu gençliği yakan
Ekmek gibi aşk gibi
Ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm büyümüştüm.
Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim nerde.
Hani benim sevincim nerde
Akvaryumum kanaryam | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:05 pm | |
| İNTİHAR MAVİ
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Ve kılıçlarında taşırlar şiiri! .
Bu yüzden sevdaları mahzundur
Yürekleri kallavi!
Alınları ihanet vurgunudur.
Gözleri intihar mavi... | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:05 pm | |
| İŞTE GİDİYORUM
İşte gidiyorum
Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü
İşte gidiyorum
Toprak alsın benimde bu hazin öykümü
İşte gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi
Çukura kim indirecek
İşte gidiyorum
Bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek
Çürüdü gözlerim, yüreğim, bu yağmurlu şehirde
İşte gidiyorum
Beni kaldırın, hicran kalsın teneşirde
Size yüzyallardır sesini kaybetmiş
Bir türkü söyliyecektim...
Ve bir yayla şefkatiyle
Kirpiğinizin ucundan öpecektim
Bir masum türküydü sadece
Yüzbinlerce madurun gönlünde
Belki söyleriz hepbirlikte
Belki, mahşerin birinci gününde
Nasıl sevmiştim hepinizi..nasıl böyle oldu akıbetim?
Ve nasıl çöle döndü
O benim gül gülistan memleketim
İşte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız
Ben başımı verdim, sizinse
İnsafsız bir linç oldu karşılığınız
İşte gidiyorum
Penceresiz bir dünyanın labirentine
İşte gidiyorum
''Saçlarındaki yıldızları koparabilirsin anne''
Sonunda kaptırdım gönlümü
ölüm denen o kaypak türküye...
Ve işte kurtuldun benden
Şen olasın ey sevgilim Türkiye
Elbet benimde vardı
Kendime ve yurduma dair umutlarım
Belki bıraktığım yerden sürdürür
Dostlarım, karım ve çocuklarım...
Çatladı yüreğim çatladı sazım
Demekki böyleymiş yazım
Sizlere armağan olsun
Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım...
Benim hiç hayalim olmadı anne
Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat
Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat
Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne
Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat...
Sayki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...
Sayki ıslanmaktım, üşümektim
Sayki yağmurdum anne?
Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın,
Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne? | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:06 pm | |
| KALAN KALIR
Vur sırtına, vur sırtına
Dostun oldum vur sirtina
Madem ki ben kaldıramam
Derdimi al vur sırtına
Duman kalır, duman kalır
Ocak tüter duman kalır
Ben yanarım hic tükenmem
Benden sonra duman kalır
Ah ne fayda, ah ne fayda
Kefen beyaz ha ne fayda
Bir hayına yas dökersin
Kadrin bilmez ah ne fayda
Kalan kalır, kalan kalır
Giden gider kalan kalır
Ben giderim geri gelmem
Benden sonra kalan kalır
Meydan kalır, meydan kalır
Yiğit ölmez meydan kalır
Yere vurma hatırımı
Sana kahpe meydan kalır | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:06 pm | |
| KAVGAMIN ÇİÇEĞİ
Seni düşünüyorum seni
Sen ey kavgamın çiçeği
Toprağa su yürürken
Dağlar yeşerirken
Şafağın kızıl okları
Gecenin kalbine dalarken
Seni düşünüyorum seni
Sen ey kavgamın çiçeği
Bana sen öğrettin kavgayı
Seni özlüyorum seni
Sen ey kavgamın çiçeği
Sulara ay düşerken
Dalgalar öpüşürken
Sokağın titrek lambası
Islanan yüzüme düşerken
Seni özlüyorum seni
Sen ey kavgamın çiçeği
Bana sen öğrettin gülmeyi
Seni seviyorum seni
Sen ey kavgamın çiçeği
Seni düşünüyorum seni
Sen ey kavgamın çiçeği
Bana sen öğrettin gerçeği | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:07 pm | |
| NERDEN BİLECEKSİNİZ
Üstüm başım toz içinde
Önüm arkam pus içinde
Sakallarım pas içinde
Siz benim nasıl yandığımı
Nerden bileceksiniz.
Bir fidandım deriildim
Fırtınaydım duruldum
Yoruldum çok yoruldum
Siz benim neler cektiğimi
Nerden bileceksiniz.
Taş duvarlar yıkıp geldim
Demirleri söküp geldim
Hayatımı yıkıp geldim
Siz benim neden kaçtığımı
Nerden bileceksiniz.
Gökte yıldız kayar şimdi
Annem beni anar simdi
Sevdiğim var kanar şimdi
Siz benim niye içtiğimi
Nerden bileceksiniz.
Bir pınardım kan oldum
Yol kenarı han oldum
Yanıldım ah ziyan oldum
Siz benim neden sustuğumu
Nerden bileceksiniz.
Ben ardımda yas bıraktım
Ağlayan bir eş bıraktım
Sol yanımı boş bıraktım
Siz benim kime küstüğümü
Nerden bileceksiniz. | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:07 pm | |
| SEN AĞLAMA YAR
Dağlar beni koy ver gidim yar ağlamasın
Dizin vurmasın
Doymadım ömrüme nasıl ölem yar ağlamasın
Gülüm solmasın
Yollar tuzak ben ne edim yar ağlamasın
Yürek yanmasın
Ağlama yar sen ağlama yar
Gadan belan bana gelsin
Sen ağlama yar
Gül kırılmasın
Gönül kırılmasın
Kar fırtına boran olsun
Gülüme yağmasın
Ben öleyim oy ben öleyim
Bu canıma kurşun değsin
Dur ben öleyim
Ağlama yar gel ağlama yar
Sana gelen bana gelsin
Sen ağlama yar
Gülüm darıldı
Gönlüm yoruldu
Kar fırtına boran vurdu
Gülüm kırıldı
Ben öleyim oy ben öleyim
Bu canıma kurşun değsin
Dur ben öleyim | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:08 pm | |
| TOPAL SEVDA
Dün sahilde karşılaştık...
Biran gözüm ısırdı,sonra birden tanıdım
Düşmemek için zor tuttum kendimi
Bacaklarım titredi,bir ağaca yaslandım...
Yırtılan bir mektup gibi
Sisli hatıraların gerisinden bakıyordu..
Eski bir sevdanın durulmamış nehirleri
Çırpınarak yüreğime akıyordu.
Hatırladığım bir sonbahar günüydü,
Karşımızdaki yeni eve taşındılar
Bütün gün bakışıp duruyorduk
Gözleri sanki birer kurşundular!.
O zamanlar ben, zıpkın gibi bir çocuktum;
Liseye yeni başlamıştım
Onun saçlarını geriye savurup
Çapkınca gülümsemesinden hoşlanmıştım..
Ne zaman cama çıksam, karşı balkonda
Itırlı bir çiçek gibi tütüyordu
Ne zaman buluşalım desem, olmaz diyordu
Mektuplaşmak ona yetiyordu..
Bir Temmuz akşamıydı, unutmam
Yazlık sinema daha yeni dağılmıştı;
Bahçe kapısında sıkıştırıp öpmüştüm,
İçeri kaçıp saatlerce ağlamıştı..
Sonraları çok kanuştuk, gezdik
Bazen ağlaşıp bazen gülüştük
Çılgın gibiydik, her fırsatta buluştuk,
Uluorta öpüştük, herkesin diline düştük..
Ailesi baş edemedi, Mersin deki halasına gönderdi
Hiç arayıp sormadım
Ben osıralar devrimci oldum.
Mahalleden ayrılıp yıllarca evede uğramadım..
Dünyam değişmişti artık
Memleketin gidişatını hiçmi hiçbeğenmiyordum
Forumlara,yürüyüşlere katılıyor,
Durmadan şiir okuyup,ajitasyon çekiyordum..
Ah o gençlik rüzgarı ah..
Ezilen insanları tek başıma kurtaracağmı sandım
Anarşik bir eylem sırasında
Seken kurşunlarla bacağımdan yaralandım...
Ameliyatın ardından yıllarca yattım içerde,
Dosyam bir hayli kabarmıştı..
Beni o nemli koğuşlarda
Vefakar anamdan başka hiç kimse aramamıştı..
İçerden çıkınca onu sordum
Bir astsubayla evlenip buradan gitmişti..
Oysa kibrit ağusuyla koluma dağladığım
İsmi hala silinmemişti...
Hayat devam ediyordu
İçkiye vurmuştum, unutmayı denyordum
Pencerenin önünde, kuruyan bir çiçek gibi
Günden güne tükeniyordum..
Anam çökmüştü artık,ölmeden mürüvvet istiyordu
Bazan oturup dertleşirdik..
Kimsesiz bir kadın varmış,körmüş, olur demiş
Bende fazla uzatmadım,evlendik.
Geçmişe ait ne varsa; mektuptu,resimdi.
Bir bir ayırıp yaktım ateşte.
Nasıl gittiğini sorarsanız, ne bileyim,
Kör-topal gidiyor işte..
Ne varki, o hırçın saçları hepyüzüme savruluyor
Balkona her baktığımda.
Pişmanlık, bir eski yara gibi
Hala kımıldayıp duruyor onu hatırladığımda.
Biiyorum, onunla olsaydım
böyle kavga edip durmazdım yüreğimle.
Biliyorum, bu sevdayı ben yıktım,
Ben öldürdüm bu hoyrat ellerimle.!
Dün sahilde karşılaştık
Bir an boş bulundum,sendeler gibi oldum
Öyle bir baktı ki, ben o gözlerde
Bir ömrün bütün acılarını buldum...
Bir şeyler söylemek ister gibiydi
Başını eğip, gitti çocuklarının yanına
Nedendir bilmiyorum, fakat
Gimek istemedi sanki, kocasının koluna.
Ardından koşup durduramadım, ona soramadım
Öylece dona kaldım.
Çünkü o anarşik eylemden beri
Ben artık deynekli bir topaldım!... | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:08 pm | |
| YÜREĞİM KANIYOR
Sakin göllerin kuğusuyduk
Salınarak suyun yatağında
Yarılan ekmeğin buğusuyduk
Göğsüm daralıyor, yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle...
İkimiz birer yolcuyduk
Aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıya ürperen iki serçe
Hep aynı yerde karşılaşırdık
Tesadüf bu
Dedim ya!
Hiç yoktan susturuldu şarkımız
Göğsüm daralıyor
Yüreğim kanıyor
Bitmeseydi bizim öykümüz böyle
Olmasaydı sonumuz böyle
Dağlarda çoban ateşiydik
Dolanarak suyun yanağından
Ceylanın pınara inişiydik
Olmasaydı sonumuz böyle... | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:09 pm | |
| YÜZÜMDEN FİRAR ETTİ GÖZLERİM
yüzümden firar etti gözlerim
şimdi bir denize bakıyorlar
dört duvar arasında kalmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
kafamı çarptığım ranzanın demiri
ciğerlerimi emen soğuk duvar
saçımdaki karları çoğaltmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
görüş günüm olmadı henüz
daha yeni başlıyor büyük acılar
ve daha epey ağrıyacakmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
seni görmeyeceğim artık
zaten tamamlanmıştı anılar
ihtimal sabah alınırmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
gözlerime iyi bakarsın umarım
günde milyonlarca kez seni ararlar
diğer tüm hisleri bırakmamışım
yanımdakiler öyle diyorlar
yanımdakiler öyle diyorlar | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:10 pm | |
| DİYARBAKIR
Diyarbakır düze doğru
Yar salınır bize doğru
Bu hasretlik diner bir gün
Dert dolanır saza doğru
Diyarbakır önü surlar
İçinde bir sevdiğim var
Ana bugün düğün olsun
Güller açsın, gülsün dağlar
Diyarbakır size kalmaz
Geceler gündüze kalmaz
Bu acılar biter bir gün
Devran döner güze kalmaz | |
|
| |
poli
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 34 Nerden : KARS İş/Hobiler : bilgisayar teknisyeni Lakap : poli Kayıt tarihi : 02/11/08
| Konu: Geri: YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ Salı Kas. 04, 2008 2:10 pm | |
| KİM SUSTURABİLİR BİZİM TÜRKÜMÜZÜ
Kim susturabilir bizim türkümüzü kim
Biz ki bu hasreti semahların seyrinden alıp gelmişiz
Biz ki onu sitemkar anaların kirpiğinden derlemişiz
Süzülsün de acının derin izler bıraktığı gül yanaklardan
Yere dökülsün istememişiz
Bizim türkümüzü rüzgar söyler her gece
Ay vurdukça parıldar gün doğdukça hız alır
Nevroz ateşleriyle sağaltarak çırpınan yarasını
Can havliyle kardaş
Kan içinde bir kartal gibi vadilere saldırır
Türkülere ilişmeyin
Türküler nehirdir gecenin bağrına akar
Fazla eşelemeyin kardaş
Taşınca ne siperler kalır ne dev barikatlar
Deşmeyin diyorum deşmeyin
Kim susturabilir bizim türkümüzü kim
Biz ki nice amansız badirelerde serden geçmişiz
Biz ki ilmikler boynumuza takılıyken bile türkü söylemişiz
Sonra ırmak boylarında göğertip körpe otların serinliğinde
Dağlara emanet etmişiz
Biz ki her yangının külünden diri canlar yaratmışız
Bizki mazlumların defterine kanlı resimlerle sıralanmışız
Banaz yaylasından kerbelaya kar götürsün turnalar
Ölürüz sanma kardaş
Dostun attığı gülden yaralanmışız
Türküleri dövmeyin
Türküler gökyüzüdür karanlığa yıldızlar çakar
Üstümüze gelmeyin kardaş
Namuslu bir devrimcinin alnında kavga ışıldar
İncitmeyin diyorum incitmeyin
Kim susturabilir bizim türkümüzü kim
Bizki karacaoğlanı aşkla veyseli toprakla yüceltmişiz
Bizki köroğlunun narasıyla nice beyleri yere çökertmişiz
Yine de masum bir bebek gibi avuç avuç sevdamızı
Kalanlara vasiyet etmişiz
Adam dediğin sapına kadar yiğit olmalı
Ne karıncayı incitmeli ne ozanları yakmalı
Öyle sansar gibi punduna getirmek de neymiş
Adam dediğin kardaş
Yüreği varsa eğer getirip ortaya koymalı
Türküleri yakmayın
Türküler çiçektir en umutsuz zamanlarda açar
Kavgayı uzatmayın kardaş
Yüzyıllardır tuz döke döke çürüdü bu yaralar
Kanatmayın diyorum kanatmayın | |
|
| |
| YUSUF HAYALOĞLU ŞİİRLERİ | |
|